28 Kasım 2009 Cumartesi

Müzisyen Beşiktaş’a da Bulaştı!


Müzisyen Beşiktaş’a da Bulaştı!
28.11.2009 12:39:00

Hürriyet gazetesinin "müzisyen" spor şefi sonunda Beşiktaş'a da bulaştı
...


Bulaşmakla kalmayıp, iftira attı iftira...

Okuyun bugünkü Hürriyet gazetesini rezaleti görün...

Habercilik süsü verilerek sergilenen cehaleti ve bilgisizliği görün.

Hürriyet'e göre BEŞİKTAŞ ŞİKE TEKLİFİNDE BULUNMUŞ!

Hangi sezonda? 1985-86 sezonunda...

Hem de aracı Fenerbahçe kalecisi LUKOVCAN'mış...

Beşiktaş antrenörü Stankoviç'e Lukovcan aracılık etmiş, Gençlerbirliği futbolcularına şike teklif edilmiş...

Beşiktaş bu şike teklifinde bulunduğu sezonda şampiyon olmuş...

Spor şefi koltuğunda bir müzisyenin oturduğu Hürriyet gazetesi, futbolcu eskisi Halil İbrahim'in ağzından aynen bunları yazıyor:

"Zlatko beni dinledi, Beşiktaş'a maçı satmadı!

Gençlerbirliği'nde oynuyordum. Ankara'daki bir Beşiktaş maçı öncesi kampa girdik. Yanılmıyorsam 1985-86 sezonuydu. Beşiktaş'ın teknik direktörü Stankoviç idi. Oda arkadaşım olan Zlatko bana, "Maçı satmam için Beşiktaş bana 15 milyon lira önerdi. Para da Fenerbahçe kalecisi olan Lukovcan'a verilmiş. Maçı sattığım taktirde 15 milyon lirayı Lukovcan'dan alacağım söylendi. İş bu şekilde sağlama alınmış. Ama ben vatandaşım olan Lukovcan'a hiç güvenmiyorum. Sağlam biri değildir. Maçı satsam bile parayı o bana vermez" dedi.

Zlatko ayrıca "Beşiktaş'ın o dönemdeki genel kaptanı Z.A., maçı sattığımın anlaşılabilmesi için bariz bir penaltı yapmamı istedi. Ama ben orta saha oyuncusuyum. Savunmada oynasam, tamam bu olur, ama ben orta saha oynuyorum, bu penaltıyı nasıl yapacağım" dedi. Ben de, "Yapma Zlatko" dedim. Vazgeçirdim. Zlatko beni dinledi. Harbi oynadı. Zlatko maçtan sonra, "Seni dinledim, parayı almadım. Ama bu parayı bizim takımdan başka oyunculara verdiler" dedi. O sezon Beşiktaş şampiyon oldu. "

Bak müzisyen...

Kimin kayığına bindin, o kayıkta batmadan ne kadar yolculuk edebilirsin bilmem...

Ancak gazetecilikten bihaber olduğunu her geçen gün tekrar tekrar ispat ediyorsun...

Şimdi bu yazacaklarımı iyi oku:

BİİİR:
1985-86 sezonunda Fenerbahçe'nin kalecisi YAŞAR idi, LUKOVCAN değil!

İKİİİ:
LUKOVCAN Fenerbahçe'ye 1986-87 sezonunda transfer oldu... Kim mi transfer etti? Fenerbahçe teknik direktörü STANKOVİÇ...! Bir daha yazayım, FENERBAHÇE TEKNİK DİREKTÖRÜ STANKOVİÇ!... Çünkü 1985-86 şampiyonluğundan sonra Stankoviç Beşiktaş'ı bırakarak eski takımı Fenerbahçe'ye geçti. Yani Lukovcan Stankoviç'e aracılık yaparak Gençlerbirliği futbolcularına bir şike teklifinde bulunmuşsa, bu takımın adı, yani ŞİKE TEKLİFİNDE BULUNAN TAKIMIN ADI: BEŞİKTAŞ DEĞİL FENERBAHÇE OLUR!

ÜÇÇÇ:
Lukovcan'ın Türkiye'de bulunduğu 1986-87 sezonunda BEŞİKTAŞ değil, oldukça tartışmalı bir lig sonunda GALATASARAY şampiyon oldu... Hani o meşhur Malatya, Denizli maçlarının yaşandığı, iğnelerin, Doğan marka otomobillerin bol bol konuşulduğu lig...

DÖÖÖRT:
Z.A. olarak o haber müsveddesine malzeme edilen ZEKERİYA ALP, Beşiktaş'ın efsane kaptanıdır. Ancak futboldan bihaber olan müzisyenler onun adını bu gibi işlere bulaştıracak kadar cahil ve cüretkâr olabilirler. Zekeriya Alp 1986-87 sezonunda Genel Kaptanlık yaparken çalıştığı teknik direktörün adı MİLOŞ MİLİTUNOVİÇ'tir, Stankoviç değil! Fenerbahçe kalecisi Lukovcan'ı ise hatırlasa hatırlasa o sezon Kadıköy'de Beşiktaş'tan 4 tane yediği 4-0'lık maçtan hatırlar, başka bir şeyden değil!

Bu gün Hürriyet gazetesinin ilk sayfa manşetinde "Fakültede Dekan İsyanı" başlıklı bir haber var.

YÖK, Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'ne 60 oy alan adayı değil de, 9 oy alan sonuncu adayı dekan olarak atamış...

Gazete de doğal olarak bu atamayı sorguluyor...

Sorguluyor, sorgulamasına da, koskoca Hürriyet gazetesinin sporunun başına yetenekleri ve bilgisi sınırlı bir MÜZİSYENİN NASIL ATANDIĞININ CEVABINI BİR TÜRLÜ VEREMİYOR!

Ve Türk basınının Amiral gemisi, herkesin gözleri önünde su alıyor, batıyor...

Hem de son derece hızlı bir şekilde...



Ek Bilgi:

Söz konusu 1985-86 sezonu Beşiktaş-Fenerbahçe maçları kadroları:

FENERBAHÇE-BEŞİKTAŞ 0-0 (17.11.1985)

YAŞAR, İSMAİL, ONUR, ABDÜLKERİM, ERDOĞAN, ÖNDER, HÜSEYİN, PESİÇ, MÜJDAT, BİROL, SELÇUK, İLYAS, YÜKSEL

ADEM, HÜSAMETTİN, ULVİ, SAMET, KADİR, ALİ, GÖKHAN, RIZA, METİN, NECDET, KOVACEVİÇ, FEYYAZ

***

BEŞİKTAŞ - FENERBAHÇE 3-1 (13.04.1986)

ZAFER, ALİ, ULVİ, SAMET, KADİR, GÖKHAN, RIZA, FİKRET, HÜSAMETTİN, METİN, KOVACEVİÇ, ZİYA, FEYYAZ

YAŞAR, ENGİN, HASAN, CEM, MÜJDAT, İSMAİL, ERDOĞAN,

ABDÜLKERİM, ÖNDER, YÜKSEL, ŞENOL, İLYAS

GOLLER: ZİYA, METİN, FEYYAZ / ŞENOL

Tuğrul Yenidoğan
Medyaspor

1 yorum:

Volkan dedi ki...

10 numara bir yazı
Aynı ekip, Reha Muhtar'ı da katarak Fener maçı öncesi takımın içinde ayrılık çıkarmaya da çalışmamış mıydı?
3-0 bitince nedense sesleri kesilmişti...


http://bjktaraftarproje.com/