28 Şubat 2008 Perşembe

Tandoğan Kalmadı,Üzülmez'le Yozgatlı verelim.

Beşiktaş 3 - Rize 2
Maç hakkında sinirli haldeyken çok da bir şey yazmak istemiyorum.Ama İbrahim Üzülmez sen bu takımın el frenisin kardeşim,olmuyor hakikatten olmuyor,suç senin de değil biliyorum,sana alternatif yaratamayanlarda.

Yozgatlı sende bugün futbol namına sakatlığından(sakatlık ama maşallah öyle böyle değil ayağı kırılanlar dönüyor o kadar sürede) önce olduğu gibi hiç bir şey yapmadın,sen de suçlu değilsin Demirören ve ona akıl veren akılsızlardır esas suçlu.

Ertuğrul Hoca'yı severim ama ben artık onun maç sonu demeçlerini kaldıramıyorum.Sanki hep elinde sihirli değneğiyle ak sakallı dedeyi bekliyor,nokta.

27 Şubat 2008 Çarşamba

Beşiktaş 73 - Hapoel Jerusalem 53

Dün gece Akatlar'da Beşiktaş Basketbol Takımının tarihi günlerinden biri cereyan etti,ne mutlu,ben de oradaydım :)

Önce Fotoğraflar;






Sonra Videolar;

Bu sene şampiyon görelim sizi





Maç içi , sonlara doğru





Pınarbaşı




Maç sonu




Maç Sonu Gündoğdu




Maç sonu Kaya Peker Üçlü

Ayrıntılar Yarın...


23 Şubat 2008 Cumartesi

Denizlispor 1 - Beşiktaş 2

Rüştü gelmesine karşı çıktığım bir futbolcuydu.Süper ötesi başkanımız kendisini transfer ettikten sonra Rüştü'nün futbol hayatında en ufak bir terbiyesizliğine şahit olmadığımdan dolayı kendi adıma ses çıkarmama kararı almıştım.Ama olmuyor artık bu çok belli,hem Rüştü'den dolayı olmuyor hemde beraber oynadığı defans oyuncularıyla yaşadığı uyum probleminden dolayı olmuyor.Allah aşkına bir takım iki hafta üstüste aynı golü yermi?Başrollerde de hep milli futbolcular.İşin kötüsü ,çıkar Rüştü'yü al Hakan'ı sonuç; benim için büyük bir muamma,gönül Hakan'ın oynamasından yana ama ... neyse aman bunu da Ertuğrul Hoca düşünsün.Ama Rüştü'den rica ediyorum lütfen bağırmadan ,hatta amiyane tabirle anırmadan çıkma
Ali Tandik hakkında daha bir hafta önce neler söyledik,sağolsun yanıltmadı kardeşimiz bizi .
Ben bu adama bir taraftar olarak her geçen gün daha çok ısınıyorum.Öncelikle iliğine kemiğine kadar futbolcu bu arkadaş,ve futbol oynama isteği var,sahtekarlığa futbol harici düşüncelere de kafasını kapamış,topu alıyor direkt rakip ceza sahasına .Dün yine ceza sahasını bir ara dağıttı Süleymanuyu geçemedi.Soldan geldi bir ara öyle bir yere topu bıraktıki ceza sahası dışına doğru orda bir Beşiktaş'lı olsa gol kaçınılmaz olacaktı.Çok güçlü ,bileklerine hakim ,vücudunu çok iyi kullanıyor.Allah nazardan saklasın kendisini.Siması ve gol sevinçleride çok samimi,sevimli bu genç arkadaşımızın.Dün maç bitmiş deplasman kovalayan ,ve şehirdeki Beşiktaşlıların doldurduğu tribünlerin sevgi gösterilerine çok güzel tepkiler verdi.Aferin lan.
Maç boyu susmak bilmeyen İstanbuldan,çevre illerden gelen taraftarlarımıza ve Denizlide yaşayan Beşiktaşlı kardeşlerimize teşekkür ediyorum.Sizlerede bravo.Ayrıca her geçen gün çoğalan Çarşı berelerine benden başka kıl olan varmı acaba?

Kazasız Belasız,İnşallah...


17 Şubat 2008 Pazar

Beşiktaş - Ankaraspor maçı videolar

Nobre’nin golünü çekmişim…




Bu soğukta içilmeden maça gidilir mi ?




Beşiktaş 3 - Ankara Gökçekailesispor 2






Artık hepimiz emin olabiliriz ,biz bu sene şöyle tribünde derin bir ohh çekip veya deplasman maçlarında evdeki koltuğumuza yaslanıp biramızı yudumlayıp çerezimizi rahatça yiyemeyeceğiz.Bizim takım heyecan takımı,tansiyon takımı , kalp rahatsızlığı ve ötesi prostat takımı.Bu durumun baş sorumlusu Yıldırım Bey(Sinan Engin git artık yahu) hemen akabinde eşit derecede de Ertuğrul Hoca'dır.
Bir takım tüm sezonu böyle geçiriyorsa Ertuğrul Hoca şapkasını önüne alıp düşünmeli artık.Transfer istiyor yapılıyor,Türkiye ligine göre üst düzey bir oyuncu kadrosu elinde,futbolcu ödemelerinde geçmiş yıllardan çok bir fark yok,kendi aldığı ücret helal olsun ama 1.800.000 TL ise ben daha farklı bir takım görmek istiyorum sahada.
Bu maçta o soğuğa rağmen tribünü beğendim,böyle zor şartlar altında genelde aklından zoru olan Beşiktaşlı kardeşlerimiz abilerimiz geldiğinden performans her daim iyi olmuştur.Zaten bu maça gelen arkadaşların bir çoğunu Fener-Cimbom deplasmanlarına beraber gidiyorken de görüyorum.
Beşiktaş bu sene ,şimdiye kadarki performansını aynen devam ettirirse ben lig ikinciliğine bile razıyım.

11 Şubat 2008 Pazartesi

Yazmayayım da nereye kadar...


Konumuz beni bu sene çok ama çok hayal kırıklığına uğratan ve uğratmaya da ısrarla devam eden Ali Tandoğan kardeşimiz.

Esasında hayal kırıklığı tabiri çok yerinde olmadı ,kendisinden bir şey bekliyormuşum da gerçekleşmemiş gibi algılanabilir.Ama standartın bile altına düşen performansı ve saha içinde futbol hariç saçmalamaları beni bir şekilde düşüncelerimi yazıya döküp içimdekileri söylemek zorunda bıraktı.

15 senedir tribünde maç seyrederim.Maç içinde Beşiktaş'ın hiç bir futbolcusuna küfür veya hakaret etmedim,(-Aumann'ı hariç tutuyorum,yatacak yeri yok o arkadaşın!)edenleride kendi çapımda engellemeye çalıştım.Çünkü yeteneksiz bir futbolcunun benim takımımda forma giymesinin o futbolcunun değil onu transfer eden,ona hala forma veren ve onu kulüpte tutmakta ısrarcı olanların problemi olduğunu düşünürüm.

Ama Ali Tandiğe son Kayseri maçında bir pozisyonda kendimi dizginleyemeyip kalayı bastım.Sonuç olarak o pozisyon itirabiyle bir serzeniş değil 2 senenin getirmiş olduğu bir patlamaydı,artık dayanamamaktı.

Zamanında bu arkadaş maç içinde Üzülmezlerin İbo'sunun elmacık kemiğini kafayla parçaladıktan sonra sezon sonunda transfer edilmeye çalışıldığında da karşı çıkmıştım,ama forma giymeye başladıktan sonra tüm önyargılarımdan kendimi arındırmama rağmen kendisi bu oynadığı futbolla Beşiktaş'ın topçusu olmadığını gözümüzü gözümüze sokuyor.Anlayana tabi.

Bizim millet Üzülmez'le Runje'yle kafayı bozduğundan bu Tandiğe sıra gelmedi bir türlü,ona da sıra gelsin derdinde değilim,keşke o sıra gelmeden bizim gördüğümüzü bu takımı idare edenler de görebilse Tandik ekmeğini başka kulüplerde yemeye devam etse,bizde yerine daha yetenekli birini koyabilsek.

Gitmek kalmak demişken bizden giden Burak ve İbrahim Akın için bir gram üzülmüyorum,Onlara verilen şans bana verilse 31 yaşımda sezonda en az 3-4 maç futbolcu gibi oynardım.Beşiktaş'a gelmeden önce ve geldikten sonra profesyonelliği öğrenemeyen bu iki arkadaş bizden gittikten sonra öğrense çok başarılı olsa kaç yazar,sadece aldıkları parayı helal etmem o kadar.

5 Şubat 2008 Salı

Anlamak İçin Kendini Zorlama.

Hıncal Bey anlamak için kendini zorlama, senin için zaman kaybı .

Hıncal Bey yine bu aralar sıkıntıdan olsa gerek hiç bilmediği bir konuya bodoslama dalmış,ama o kafayla daldığı yerden çıkması zor.
Aşağıda yazdığı yazı var;
Savcılar nerde?

İzmir Kordon''da yürürken dondum kaldım. Bu kentte Cumhuriyet Savcıları yok mu?.. Bu savcılar Kordon''da yürümez mi?.. Benim gördüğümü görmezler mi?
Beşiktaş''ın resmi mağazasının İzmir şubesi, kentin en güzel, en pahalı, hemen her İzmirli''nin önünden geçtiği bir yerde. Helal olsun.
Olsun da, o vitrinin tam göbeğinde sergilenen, mankene giydirilmiş eşofman ne?..
Üzerinde "Ölüm ve Yaşam" yazıyor.

Sporda "Ölüm" lafının ne işi var, İzmir''in savcıları? Ne işi var?

Bu ülkede "Sporda şiddet yasası" var. İzlemekten, uygulamaktan sorumlu olduğunuz. Bu yasa, futbolda şiddetin ölüm boyutlarına gelmesi üzerine çıktı. Şiddete engel olsun diye. Süs olsun, mevzuat kitaplarında kalsın diye değil. Ben mi uygulatacağım yasayı, yoksa sizler mi?.

Doğrudur... Bu eşofman Beşiktaş''ın resmi, damgalı üretimi. Her mağazasında var. Ama oralar bu kadar meydanda, bu kadar can alıcı yerde, bu kadar yasalara meydan okur şekilde teşhir edilmiyor. İstanbul Savcıları "Görmedik" diyebilirler. Ama İzmir''deki eşofman, savcıların hemen her gün geçtikleri Kordon''da meydan okuyor, yasaya, yasa koyanlara ve yasayı yürütmesi gerekenlere... Hani eylem?
* * *
Şimdi de Hıncal Bey'in gördüğü sloganı camiaya kazandıran Yıldıray Abi'nin Penche'de ki konu hakkında Hıncal Bey'e anlama garantisi olmayan cevabı;

Ben Pençe''nin kurucularından biriyim.

7 yıl önce Pençe''nin hayata geçtiği günü hatırlıyorum. Bir gece vakti, Cengo''nun bir arkadaşının bürosunda kafa patlatılıyor, tartışılıyor; bir yandan da iş yürüyor. "Siyah Beyaz Ölüm Yaşam" diyor Cengo. "Sloganımız bu olsun." Seviyoruz, benimsiyoruz. Pankart yaptırıp ellerimizle asıyoruz İnönü''ye. Oradan yayılıyor, önce tezahüratlara giriyor, sonra tişörtlere, montlara yazılıyor.

Siyah Beyaz çocukluğumuzun sonbaharındayız. Beşiktaş bizim için şampiyon olmak, futbol, "nassı koyduk" falan değil. Ne peki?

Biraz, yaşamı karşıtlıklarıyla olduğu gibi kabul etmek,
Biraz "yenilsen de yensen de...",
Biraz "hep böyle oynayın canımızı verelim".
Biraz küçükken elimizden tutup tribüne götüren tribün arkadaşımız;
kaybettiğimiz babamız.
Biraz Pençe''nin fikir babası, gencecikken kanatlanan Deniz.
"Ying ve Yang" biraz.
Deniz''le morgda vedalaşıp Fener''e 3 attığımızda İnönü''nün göklerine yükselen balon, beyaz ölüm,
O golün ardından Algan''la göz göze gelip sen de gördün mü der gibi bakışmak
siyah yaşam.
Kimselerin oy vermediği partiye oy vermekte buluşmak, "beyaz".
Sınıfın tek Beşiktaşlı öğrencisi olmak, "yaşam"ı öğrenmek.
Cumhuriyet değil, semt takımı olmayı seçmek, "ölüm"ü sevmek,
Tüm renkleri barındıran beyazın huzur bulduğu yer de "siyah".
"Hepimiz Muhsin Ertuğrul''uz."
"Çarşı Nükleere de Karşı"
"Yeter, Karadeniz Kanserden Ölmesin Ulan"
"Hepimiz Hrant Dink''iz"..diye pankart açan tribünün çocuklarıyız biz. Ölümü, avucumuzun içi gibi biliriz; yaşamı da aşkla severiz.

"Seni sevmeyen ölsün" diyen başkanımız da olmadı, tezahüratımız da.

Doğrusu, "Siyah Beyaz ÖlümYaşam "ı anlasanız şaşardım sayın Uluç. Size "rerere rarara gaassaray gaassaray cimbombom" derinliğinde günler dilerim.

Saygılar
Yıldıray Şahinler

4 Şubat 2008 Pazartesi

Bobo,helal koçuma..


LA LISTE DES 22 BRESILIENS :


GARDIENS : Julio César (Inter Milan/ITA), Renan (Internacional)

DEFENSEURS : Leonardo Moura (Flamengo), Marcelo (Real Madrid/ESP), Rafinha (Schalke 04/ALL), Alex (Chelsea/ANG), Breno (Bayern Munich/ALL), Lucio (Bayern Munich), Luizao (Benfica/POR)

MILIEUX : Gilberto Silva (Arsenal/ANG), Hernanes (Sao Paulo), Josué (Wolfsburg/ALL), Lucas (Liverpool/ANG), Richarlyson (Sao Paulo), Anderson (Manchester United/ANG), Julio Baptista (Real Madrid), Thiago Neves (Fluminense), Diego (Werder Brême)

ATTAQUANTS : Luis Fabiano (Séville FC/ESP), Rafael Sobis (Betis Séville/ESP), Robinho (Real Madrid), Bobo (Besiktas)

Oradaydım.

Oradaydım,bayrağın sonunu beklediğimiz için stada girememiştik ama değerdi...

1 Şubat 2008 Cuma

En Çok Hangisinin Yatacak Yeri yok ?

En Çok Hangisinin Yatacak Yeri yok ? anketimizin sonuçları aşağıda.Benim oyum Metin Tokat'a

İsmet Yarzuman 11 (29%)
Fırat Baydunus 5 (13%)
Vedat Lüksel 1 (2%)
Selçuk Bereli 5 (13%)
Kuddusi Nüftüoğlu 2 (5%)
Unutulmazlardan Metin Pokat 4 (10%)
Unutulmazlardan Vahap Deyaz 9 (24%)

http://bjktaraftarproje.com/