
Konumuz beni bu sene çok ama çok hayal kırıklığına uğratan ve uğratmaya da ısrarla devam eden Ali Tandoğan kardeşimiz.
Esasında hayal kırıklığı tabiri çok yerinde olmadı ,kendisinden bir şey bekliyormuşum da gerçekleşmemiş gibi algılanabilir.Ama standartın bile altına düşen performansı ve saha içinde futbol hariç saçmalamaları beni bir şekilde düşüncelerimi yazıya döküp içimdekileri söylemek zorunda bıraktı.
15 senedir tribünde maç seyrederim.Maç içinde Beşiktaş'ın hiç bir futbolcusuna küfür veya hakaret etmedim,(-Aumann'ı hariç tutuyorum,yatacak yeri yok o arkadaşın!)edenleride kendi çapımda engellemeye çalıştım.Çünkü yeteneksiz bir futbolcunun benim takımımda forma giymesinin o futbolcunun değil onu transfer eden,ona hala forma veren ve onu kulüpte tutmakta ısrarcı olanların problemi olduğunu düşünürüm.
Ama Ali Tandiğe son Kayseri maçında bir pozisyonda kendimi dizginleyemeyip kalayı bastım.Sonuç olarak o pozisyon itirabiyle bir serzeniş değil 2 senenin getirmiş olduğu bir patlamaydı,artık dayanamamaktı.
Zamanında bu arkadaş maç içinde Üzülmezlerin İbo'sunun elmacık kemiğini kafayla parçaladıktan sonra sezon sonunda transfer edilmeye çalışıldığında da karşı çıkmıştım,ama forma giymeye başladıktan sonra tüm önyargılarımdan kendimi arındırmama rağmen kendisi bu oynadığı futbolla Beşiktaş'ın topçusu olmadığını gözümüzü gözümüze sokuyor.Anlayana tabi.
Bizim millet Üzülmez'le Runje'yle kafayı bozduğundan bu Tandiğe sıra gelmedi bir türlü,ona da sıra gelsin derdinde değilim,keşke o sıra gelmeden bizim gördüğümüzü bu takımı idare edenler de görebilse Tandik ekmeğini başka kulüplerde yemeye devam etse,bizde yerine daha yetenekli birini koyabilsek.
Gitmek kalmak demişken bizden giden Burak ve İbrahim Akın için bir gram üzülmüyorum,Onlara verilen şans bana verilse 31 yaşımda sezonda en az 3-4 maç futbolcu gibi oynardım.Beşiktaş'a gelmeden önce ve geldikten sonra profesyonelliği öğrenemeyen bu iki arkadaş bizden gittikten sonra öğrense çok başarılı olsa kaç yazar,sadece aldıkları parayı helal etmem o kadar.