AHLAK NEDİR?erayerdal@karakartal.comNedense hep Beşiktaş’ın başına gelir bu tip durumlar, ya transfer edeceği futbolcu bir ahlaksızlık yapmıştır bu yüzden transfer edilmesi büyük bir rezillik olacaktır ya da sezon içinde Beşiktaş’lı oyuncu öyle bir ahlaksızlık yapar ki, o futbolcunun hemen Türkiye sınırlarının dışına çıkartılması hatta mümkün ise idamı gerekir.
Geçtiğimiz sezon yana yakıla bir stoper arayan Beşiktaş, tam aradığı adamı bulmuşken, ailesine küfür edildiği için şortunu indiren oyuncunun yaptığı büyük ahlaksızlık diye tüm Türkiye ayaklanmıştı. Görüntüler ana haberlerde bile yayınlanıp, Türkiye gibi ahlaklı bir ülkede böyle bir adamın işi olmaz demişti. Gereği toplum tarafından düşünüldü ve transfer iptal edildi. Pascal Nouma’sı vardı Beşiktaş’ın, seyircinin taparcasına sevdiği, o da futbol tarihinin en ağır cezalarından birini almıştı. Büyük bir ahlaksızlık yapmıştı, namuslu Türk toplumunun ahlak düzenin bozacaktı az kalsın, hemen gönderilmesi gerekirdi ve gönderildi. 1965-1967 sezonlarında Lubita Spajiç önderliğinde Beşiktaş arka arkaya iki sezon şampiyon olmuş, durdurulması imkansız bir şekilde ilerliyordu. Federasyon hakkında biraz sert konuşan Lubita Spajiç’e öyle bir ceza verilmişti ki, hem son şampiyon olunan sezondaki tüm maçları tribünden seyredecekti, hem de bir sonraki sezon Türkiye’de takım çalıştıramayacaktı. (Sonra mı ne oldu, Beşiktaş 14 yıl süren şampiyonluk orucu başladı, ama önemli olan üstün ahlaklı Türk spor birliğinin ahlakı korunmuştu (!))
Bu tip örnekleri istediğiniz kadar çoğaltabilirsiniz, Beşiktaşlı bir oyuncu ya da oyuncu adayı ahlaksızca bir şey yapmışsa en ağır cezayı almalıdır, öyle ya yoksa hepimizin ahlakı bozulabilir, Allah korusun gençlerimiz onu örnek alabilir. Şimdi de sıra altyapıdan oyuncu oynatmadığı için puanları silinmesi gereken Beşiktaş’a geldi. Yok efendim zaten Haluk Ulusoy Beşiktaş’ı koruyormuşmuş , şöyleymiş, böyleymiş. Ya insaf be kardeşim insaf, Haluk Ulusoy yönetimi sırasında şampiyonlukları nerde ise kardeş payı yapan Fenerbahçe ve Galatasaray’ın bunu dile getirmesi daha da trajikomik.
Peki, acaba sizce sadece Beşiktaş ve Beşiktaş’lı oyuncular mı bu tip ahlaksızlıkları (!) yapıyor yoksa diğerleri de bu tip faaliyetler de bulunuyorlar mı? Belki de onların yaptığı ama topluma normal gelen davranışlar sadece biz Beşiktaş’lılar mı ters geliyor?
- Bir kaç sezon önce Jardel gelmişti, şimdi de Guiza geldi. Her ikisinin de eşlerinin çırılçıplak resimleri ünlü erkek dergilerinin kapaklarını süslüyor. Garip videoları elden ele dolaşıyor ama basınımızdan buna bir tepki yok, öyle ya Türk basının yarısının eşi bu tip işleri yaptığı için herhalde onlara gayet normal geliyor. Türk gençlerini de örnek olacak bir davranış bu aslında.
- Galatasaray’ın son transferi Milan Baros. Yaptığı ırkçı hareketleri olgunluk ile karşılayan basınımız herhalde eşcinsellik kokan çıplak fotoğrafları da beğenmiş olacak ki, bir ses çıkmadı. Öyle ya Türk halkının yarısından fazlasının (!) bu tip fotoğrafları var, gençlerimizin de bu tip fotoğraflar çektirmesi hepimizin en büyük hedefi (!) olsa gerek.
- Galatasaray’ın basketboldaki bu sezonki transferlerinden biri Sırp Guroviç. Dünya tarafından insanlık suçu işlediği kabul edilen Mihalijoviç’in dövmesini koluna yaptıran oyuncunun en büyük özelliği, verdiği aşırı ırkçı demeçler. Geçenlerde sadece kadrosunda bu oyuncu olduğu için Galatasaray uluslararası bir turnuvadan ihraç edildi, ama bu oyuncu da Türk halkının ahlak yapısına uygun bir adam olduğu için transferi hiç tartışılmadı bile.
- Herkesin sözde küfür olmadığı için örnek gösterdiği stad olan Şükrü Şaraçoğlu’nda yönetimin organizasyonu ile, çok zekice bir hareket yaptıklarını düşünerek Beşiktaş camiasına kocaman harfler ile kopek dendi ama buna ne bir ceza ne de bir uyarı gelir. Öyle ya Türk halkı sürekli olarak birbirine kopek diye seslenir.
Bu Türk toplumunun ahlak yapısına uygun (!) olan örnekleri çoğaltmamız mümkün, ama hepsini tek tek yazarsak sizin de canınızı boş yere sıkmış olurum. Sizi bilmem ama ben yukarıda saydığım örneklerdeki işleri yapan bir çocuğum olsun istemezdim. Bunlara tepki vermeyen basınımız ve toplumun bir kısmı herhalde bu tip insanlardan oluşuyor olsa ki, bunlar ile beraber mutlu mesut yaşıyorlar. Bizden uzak olsunlar da…
Eray Erdal
05.09.2008